Büyük Mağrip

Libya Devlet Yüksek Konsey Başkanı Mişri: Dibeybe milis hükümetini güçlendiriyor


Libya Devlet Yüksek Konsey Başkanı Halid el-Mişri, Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümetini (UBH), başkent Trablus’taki bir otelde karargahını kuşatmak ve üyelerinin resmi oturum düzenlemesini engellemekle suçladı. Oturum, yürütme yetkisini birleştirme ve egemen pozisyonlar için üye seçme mekanizmasını tartışmak için düzenlenmişti.

Dibeybe hükümetini “kontrolünü güç kullanarak dayatmak isteyen milis gücü” olarak nitelendiren Mişri, Dibeybe’yi “17 Şubat devriminin çocuklarına karşı meydan okumakla” suçlayarak, konsey karargahının kuşatılmasına ilişkin dün başsavcıya resmi bir rapor sunduğunu bildirdi.

Mişri, konseyin teknik ve lojistik önlemler nedeniyle son iki gün içinde oturumu düzenleyememesi üzerine, oturumu arka arkaya ikinci kez iptal etmek zorunda kaldı.

Devlet Yüksek Konseyi Başkanı, paylaştığı bir videoda, otel yönetiminin kendisine hükümetin oturumu düzenlemek için salonu kiralamama talimatı olduğunu bildirdiğini ve Dibeybe hükümetinin başkentteki tüm otellere kiralamayı engelleme emri verdiğini söyledi.  Mişri konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Şubat Devrimi gençliği, Kaddafi rejimi karşısına alnı açık çıktı. Dibeybe, anayasayı koruma iddiasıyla bizi yıldırmaya çalışıyor, yürütmenin birleştirilmesinden söz edildiği için bizi engelliyor ve batı bölgesini tekeline almak istiyor. Yüksek bir egemen otoritenin görevlerini yerine getirmesini engellemeye çalışan bir başbakan görüyoruz ve bu, Şubat devriminden bu yana ilk kez oluyor. Dibeybe, aralarında onlarca doktora ve yüksek lisans sahibi bulunan devlet konseyinin kim olduğunu bilmiyor”.

Mişri, Cumhuriyet Savcısına yaptığı açıklamada şunu belirtti: “Bu şikayeti Yüksek Konsey Başkanı sıfatıyla, konseyin toplantısını zorla engelleyen Dibeybe, Ulusal Güvenlik Danışmanı İbrahim Dibeybe ve İletişim ve Siyasi İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi hakkında sunuyorum”.

Halid el-Mişri, Cumhuriyet Savcısından olayla ilgili soruşturma açmasını ve soruşturmalar tamamlanana kadar sanıkların seyahatlerinin yasaklanmasını talep etti.

Mişri, Dibeybe’yi “konseyin hükümetin geleceğini tartışmasını engellemek ve Devlet Konseyi’nin imajını bozmak için milyonlarca Libyalının parasını medya kanallarına harcamakla” suçlayarak şu sözlerle ithamda bulundu: “Teröre maruz kalmıyoruz. Kimse bizi engelleyemez, bir şey yapmaya da zorlayamaz. Bu hükümete karşı tavrımız net olacaktır, çünkü bu hükümet kendi fikrini zorla dayatmak isteyen bir milis hükümetidir”.

Mişri, istihbarat servislerine ve konsey karargahını kuşatan kuvveti geri çekilmeye zorlayan “caydırıcı kuvvete” teşekkür etti ve şunları söyledi: “Oturumlarımıza tam özgürlük ve şeffaflık içinde devam edeceğiz. Ülkemizi kurtarmak, kalıcı bir anayasa ve istikrarlı bir hükümete ulaşmak istiyoruz ve tüm Libyalılar ülkelerinin zenginliğinden faydalanma hakkına sahiptir ve Libya bir ailenin tekelinde değildir. Güvenlik birimlerine şikayette bulunacağız ve yurtiçi ve yurtdışındaki tüm taraflara ne olduğu hakkında bir muhtıra göndereceğiz. Geçmişte bizi bütçeler, prosedürler ve karargahlarda kısıtladığı için hükümet tarafından tacize uğradık. Bugün de Dibeybe’ye bağlı silahlı milisler Konsey üyelerinin oturumuna ev sahipliği yapacak olan toplantı odasına girmesini engelledi ve karargah önüne silahlı güçler yerleştirdi”.

Konsey üyeleri, oturumun toplanmasını engelleyen güvenlik güçlerinin, gerekçenin Dibeybe’den gelen emirler olduğunu söylerken, görgü tanıkları, Dibeybe’ye bağlı askeri güçlerin Mahari’yi kuşattığını anlattı. Oteldeki güvenlik, konsey üyelerinin oturum salonuna girmesini engelledi.

Konsey Sözcüsü televizyonda yaptığı açıklamalarda şunları dile getirdi: “Bizim otele girişimizi engelleyen unsurlar konsey üyelerini güvence altına almak için müdahale etti. Güvenlik unsurları Devlet Konseyi karargahının kuşatılmasını reddetti. Onlar ve Dibeybe hükümetine bağlı olan ‘Anayasa Koruma’ gücü arasında bir anlaşmazlık ortaya çıktı”.

Başkanlık Konseyi, Temsilciler Meclisi ve Dibeybe hükümeti bu gelişmeleri görmezden geldi. İçişleri Bakanı İmad Trabelsi bu gelişmeler yaşanırken diğer güvenlik makamlarıyla iş birliği içinde Trablus’u güvence altına alma çalışmalarını yürütüyordu.

Diğer yandan, Temsilciler Meclisi üyeleri, dün akşam ilk Başkan Yardımcısı Fevzi en-Nuiri ile dün akşam bir araya geldiklerinde, Libya’nın egemenliği ve “bazı güçlerin dış müdahalesinin reddedilmesi” konusundaki son açıklamasına desteklerini yinelediler.

Konsey sözcüsü Abdullah Belihak, toplantıda genel olarak ülkedeki mevcut durum ile siyasi, güvenlik ve ekonomik koşullardaki gelişmelerin ele alınacağını kaydetti.

Bu arada, BM Libya Özel Elçisi Abdullah Batili göreve başladıktan sonraki ilk ziyaretini Libya’nın güneyindeki Sebha kentine yaparken, Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık büyükelçileri Libya’da uzlaşmayı sağlamak için çaba gösterilmesini umduklarını dile getirdiler. Üç büyükelçi, Libya’nın Tobruk kentindeki ülkelerine ait savaş anıtlarına yaptıkları ziyaretin ardından yayınladıkları ortak açıklamada şu ifadelere yer verdiler:

“Bu sürecin zaman gerektirdiğini biliyoruz ve barışın nesiller süren bir süreç olduğunu, ancak meyve verebileceğini düşünüyoruz. Bu üç ülke 1942’de II. Dünya Savaşı’nın ortasında düşman olarak Libya’ya geldi, askerlerinin birçoğu bu şehir ve çevresindeki çatışmalarda öldü. Ancak biz 80 yıl sonra birer dost olarak döndük”.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu